TÜBİFED hakkında kısa bilgilendirme
Tübifed 2008 yılın kuruluş amaçları aynı olan ve bilişim sektöründe faaliyet gösteren dernekler tarafından, bilişim sektörü firmalarına ve sektör mensuplarına
mesleki sosyal, teknik ve ekonomik yönlerden rehberlik etmek, bilişim sektörü için ortak ilke ve hedefler oluşturmak amacıyla bir araya gelerek kurdukları bir çatı
örgüttür. TÜBİFED, TÜBİDER’in merkez, şube ve temsilciliklerinin bulunduğu İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Samsun, Diyarbakır ve Denizli illeri yanı sıra Bursa, Sakarya, Konya, Gaziantep, Adana ve son olarak Tübifed’e katılan Batman ile birlikte toplam 13 ilde çalışmalarını sürdürmektedir.
Federasyona bağlı derneklerimiz ABİAD (Adana Bilişimci İşadamları Derneği ), BİSİAD (Bursa Bilişim İşadamları Sektör Derneği), GABİAD (Gaziantep Bilişimci İşadamları Derneği), KOBİD (Konya Bilişim Derneği), SABİDER (Sakarya Bilişim Sektör Derneği), TÜBİDER (Bilişim Sektörü Derneği) ve aramıza son
katılan Batman merkezli TEKBİLDER’dir (Teknoloji ve Bilişim Derneği).
Yeni Yönetim olarak hedefleriniz nelerdir?
Öncelikle TÜBİFED’e kuruluşunda ve kuruluşundan bu yana yönetiminde yer alan ve katkı sunan her bir arkadaşımıza teşekkür ederiz. Yeni yönetim olarak
tüm üye derneklerimizin uyum içinde olduğu bir ortam bulduk. Böylesi güzel bir ortam da inşallah hep beraber güzel işlere imza atarız. Yeni yönetim olarak öncelikli hedeflerimiz;
1. Üye derneklerimiz arasında iş birliktelikler oluşturmak, yurtiçi ve yurtdışında etkinliklerde bulunmak, organizasyon ağımızı genişletmek ve var olan organizasyonlarda yer alarak TÜBİFED’in marka değerini artırmak,
2. Üye firmalarımız arasında işbirliktelikleri oluşturmak, sektörel bilgi paylaşımını sağlanmak, üye firmalarımızın yurtiçi ve yurtdışı sektörel işbirliktelikleri oluşturması için alt yapılar oluşturmak,
3. Üye firma çalışanlarımız arasında sektörel bilgi paylaşımını sağlamak,
4. Sektör Birliği çalışmalarına destek vermek..
Yeni yönetimimizde çalışmalarımızın daha odaklanarak devam edebilmesi için Yönetim Kurulu görev dağılımında ilk defa 4 Başkan yardımcısı seçtik. Başkan
yardımcılarımızın görev alanlarını da aşağıdaki gibi belirledik.
Amacımız ilgili alanlarda konuya odaklı ve özgün çalışmalar yapabilmektir. Başkan yardımcılarımızın görev alanları;
1. Üye ve Sektör Dernekleri ile İlişkiler
2. Üye Firma İlişkileri
3. Kamu Kurumlar ile İlişkiler
4. Sektörel Teşvikler
Hedeflerimize ulaşabilmek için bu dört alanın önemli olduğunu düşünüyoruz. Yapacağımız çalışmaların ölçeklenebilir ve ölçülebilir olmasını çok önemsemekteyiz.
Ayrıca gelecek yönetimlere ışık tutabilmesi açısından planlanan ve yapılan işlerin anlaşılabilir ve düzenli dokumante edilmesi de bizim için yine oldukça önemli
bir noktadır. Yaklaşık 3 aylık bir süre içerisinde başkan yardımcılarımız ilgili alanlarda önümüzdeki dönemde yapılabilecek çalışmaları, ihtiyaç, zaman ve kaynak
kısıtlarını dikkate alarak planlamaktadırlar. Planlarımızı üye dernek yönetimleri ile de paylaşacağız. Onlarında yorum ve desteklerini almak istiyoruz. Eylül ayının sonunda yapılacak YK toplantısında yapılan planlama çalışmaları YK üyeleri ile tartışarak son şekillerini vereceğiz. Onaylayacağımız planlar 2 yıllık yönetim sürecimizin yol haritası olacaktır. Ancak bu planları belli periyodlarda revize edeceğiz.
Yönetimlerin başarısında önemli olan yapılan planların ne kadarının hayata geçirilmiş olduğudur. Planların hayata geçirilmesinde yönetimin gayretleri kadar üyelerimizin de buna inanmış olması çok önemlidir. Dolayısıyla başta üye dernek başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve tüm üye firmalara planlarımızı anlatacak, eleştirilerini değerlendirip; destek ve teşviklerini almaya çalışacağız.
Önümüzdeki dönemde Türk bilişim firmaları hem yerel pazarda hem de uluslararası pazarda etkin olabilmesi için neler yapılmalıdır?
Bilişim, ülkeler için öncü ve stratejik bir sektördür. Buradaki gelişmeler hem sektörü hem de diğer sektörleri tetikleyen, geliştiren bir etkiye sahip. Bundan dolayı bilişim çok önemsenmesi gereken bir sektördür. Tüm gelişmiş ülkelere baktığınızda bilişim sektörünün gelişmesi için önemli devlet teşvikleri, devlet kurumlarının yerel firmalar adına pozitif ayrımcılık yapması ve ayrıca eğitim ve sertifikasyon programları o ülkelerde bilişim sektörüne önemli ivme kazandıran noktalardır.
Türkiye bilişim pazarı özellikle 1990’ların ikinci yarısından sonra dünya bilişim devleri için oldukça önemli bir pazar olmaya başlamıştır. Fakat Türk firmalarının hem
sermaye yetersizliği hem tecrübe eksikliği hızla gelişen ve değişen bir sektörde rekabet edebilmesini çok zora sokmaktadır. Hele dünya devleri ile mücadele edebilmesi
hemen hemen imkansız. Ancak sektörün invasyona çok açık, hızla değişen bir yapısının olması herkese yeni imkanlar sunmasına neden olmaktadır. Bu imkanları
değerlendirebilmek için yerli bilişim firmalarının güçlenmesi, tecrübe kazanması ve birbirleri ile rekabetten çok güç birliği yapması gerekmektedir. Firmalarımızın bunları başarabilmesi için de devlete ve STK’lara ihtiyaçları vardır. Devlet ve STK’ların firma başarı hikayelerinin ortaya çıkması için alt yapı, organizasyon ve planlamalar yapması gerekir. Böylelikle ortaya çıkan başarı hikayeleri ile firma işbirlikliği sayısının artması sağlanacaktır. Bir işi iyi yapıyor olmanın yanında iyi bir kaynak yönetimi, ürünlerin ticarileştirilmesi ve pazarlama faaliyetleri bilişim sektörünün kalkınması için çok önemli. Dünya devlerine bakıldığında etraflarında ciddi bir eko sistem oluşturmuşlar. Bu hem esnekliği, hem verimliliği hem de rekabet güçlerini oldukça artırmaktadır. Sonuç itibariyle, Türk Bilişim firmalarının hem yurtiçin de hem de yurt dışında etkin olabilmeleri için öncelikle devlet desteklerine, devletin pozitif ayrımcılığına ve iyi organize olmalarına ihtiyacı vardır. Devletin pozitif ayrımcılığından kötü de olsa yerli firma tercih etmek değil, eşit durumda yerli firmaların tercih edilmesi anlaşılmalıdır. Kaldı ki gelişmiş ülkeler bunu yapmaktadır. Ayrıca yabancı firmalar tercih edildiğinde işortağı olarak da yerli firmaların projelerde yer alması sağlanmalıdır. Böylelikle firmalarımızın tecrübeleri artmış olacaktır.
Firmalarımızın da kaynaklarını, başta sermaye ve insan gücü, birleştirmesi çok önem arz etmektedir. “Ufak olsun benim olsun” sarmalından kurtulup ortak iş yapma kültürünü mutlaka öğrenmeliyiz. Özellikle son gelişmelerle Türkiye etrafında önemli bir etki alanı oluşturdu. Firmalarımız bundan mutlaka yararlanmalıdır. Ayrıca Avrupa bizim için önemli bir pazar diye düşünmekteyim. Uygun şartlarla firmalarımız Avrupa pazarında da önemli işler yapabilirler. Çünkü teknoloji, insan kaynağı ve tecrübemiz Avrupa pazarında boy göstermemiz için yeterli. Yeter ki doğru ürünler ve doğru iş geliştirme teknikleri ile Avrupa pazarını zorlayalım. Gerisi “Başarıdır”.
Son olarak neler söylemek istersiniz ?
Bilişim sektörü Türkiye’nin 2023 yılı hedeflerine ulaşması için önemli bir sektör diye düşünüyorum. Bilişim sektörümüzün gelişmişliği, dışa bağımlılığındaki oranın
düşmesine ve bizi 2023 hedeflerine daha yakın kılacaktır. Bilişim sektörü inovasyonu yüksek, üretim maliyetleri düşük ve katma değeri oldukça yüksek bir sektördür.
Yukarıda söylediklerimize ek olarak STK’lara da oldukça büyük işler düşmektedir. Çalışan, üreten STK’lara ihtiyaç her zamankinden daha çoktur. Çünkü devlet,
yurtiçindeki ve yurtdışındaki kurumlar STK’ları oldukça önemsemektedirler. Bu durumu olumlu kullanmak zorundayız. Dolayısıyla STK üyeleri mensubu olduğu
STK Yönetimlerini desteklemeli ve mutlaka katma değer üretmeye zorlamalıdırlar. Üyeler projeler önermeli ve projelerin içinde olmalıdırlar. Bu noktada bilişim sektöründe STK sayısının fazlalığına dikkat çekmek isterim. Bir açıdan bakıldığında, bu güzel bir şey. Ancak etki ve kaynak kullanma açısından olaya bakıldığında ciddi bir israf ve yetersizlik göze çarpmaktadır. STK’larda kendi içlerinde toparlanmalı ve kaynaklarını birleştirmelidir ki, üyelerine de dönüp işbirliklerinin nasıl yapılabileceğine örnek olabilsin. Bu vesile ile tüm bilişim sektöründeki dernek yöneticilerini federasyonu kuvvetlendirmeye ve federasyon çatısı altında toplanmaya davet ediyorum.
Bizler Türk Bilişim sektörünün doğru planlandığında, kaynaklar doğru kullanıldığında çok büyük gelişim gösterme potansiyeline sahip olduğunda inanıyoruz. Gelecek bizler için daha güzel olacak. Bunu başaracak güce sahibiz.