TÜBİDER – TÜBİFED BASIN BÜLTENİ
İthalatta Yeni Teknik Düzenlemeler Mevzuatının Negatif Etkileri
2.10.2017
Ekonomi Bakanlığı 11.07.2017 tarihli ve 75804 sayılı yazısı ile “CE” İşareti Taşıması Gereken Bazı Ürünlerin İthalat Denetimi Tebliği (9 Sayılı Ürün Güvenliği ve Denetimi Tebliği) kapsamında yapılan denetimlerde, doğru olmayan belgelerdeki artış ve piyasadaki güvensiz ürünlerle ilgili şikayetler nedeniyle anılan Tebliğ kapsamında denetime tabi tutulan ürünlerin gerektiğinde teste tabi tutulacağını belirtmektedir.
T.C. Ekonomi Bakanlığı Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü 27.07.2017 tarihli ve 83289 sayılı yazısı ile yürürlüğe konulan uygulama çerçevesinde Dış Ticarette Risk Esaslı Kontrol Sistemi (TAREKS) tarafından teste yönlendirilen ürünlerin denetimlerine ilişkin olarak Ekonomi Bakanlığı’nın yazısı doğrultusunda; teste gönderilecek kalemler TAREKS sistemi tarafından belirlenecek ve TSE Laboratuvarlarınca ürünlerin testleri yapılarak uygunluğu kontrol edilecektir.
Bu genelge değişikliği ile yaşanan olumsuz gelişmeleri şöyle özetleyebiliriz;
Eskiden, ürünlere ait AT Uygunluk beyan ile mevcut bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi sonucunda ithalatçıdan ürüne ilişkin test raporları sunulması talep edilir, test raporları değerlendirilerek denetim işlemleri gerçekleştirilirdi.
Mevcut uygulama ile uluslararası arenada kabul edilen akredite kuruluşların ürün güvenliği testleri TSE tarafından bir yönüyle dikkate alınmamaktadır. Ürün testleri ikinci kez TSE marifetiyle yapılarak kontrolü sağlamaktadır.
LVD, EMC ve/veya ECO-DESIGN Direktifleri kapsamındaki “Güvenlik Kamerası, Video Kayıt Cihazları, Monitörler, Televizyonlar, Yazıcılar, Adaptörler, Şarj Cihazları, Güç Kaynağı vb.” eşyalar ithalatı yapılmak üzere gümrük gözetimindeki depo/antrepolarda beklemektedir.
Antrepolarda bekleme masrafları yanı sıra verilen taahhüdün yerine getirilememesinden kaynaklı firmalara kesilecek cezalar ve ekstra test ücretleri mükelleflerin iç piyasadaki rekabeti ve istihdamını negatif ölçüde etkilemektedir.
Bu maliyetlerin yanı sıra testlerin ne zaman sonlandırılabileceği, onaydan çıksa bile test birim fiyatının belirsizliğinden malın gümrükten çekilmesine izin verilemeyeceği gibi sıkıntıların piyasada ciddi istikrarsızlıklar ve mağduriyetler yaratacağı aşikardır.
TAREKS programının ürünleri rastgele ve orantısız bir şekilde seçerek TSE’ye teste göndermesi ile TSE laboratuvarda büyük bir yığılma oluşmaktadır ve indirgenmiş test uygulanarak 3-5 günde sonuçlanması gereken testler TSE’nin laboratuvar alt yapısının yetersizliği nedeniyle yaklaşık 1 ay gibi bir sürede sonuçlanmaktadır.
Bu konuya acil çözüm alınmadan mevcut durumun sürdürülmesi halinde, birçok firmanın ve buna bağlı kurumun iş kaybı yaşayacağı, zaten diken üstünde faaliyetlerini sürdürmeye çalışan birçok küçük işletmenin iflasına ve işsizliğin negatif büyümesine dönüşmesi kaçınılmazdır.
Bu konu ile ilgili çözüm önerilerini şöyle sıralayabiliriz;
İthalatta Risk Esaslı Denetim Sistemi (TAREKS) marifetiyle kayıtları alınan ürünlerin miktar veya duruma göre;
- Ürünlerden numune istenmesi ve ithalinin serbest bırakılarak piyasada veya firmada yerinde sonradan denetimine geçilebilir. Uygunsuz çıkan ürünlerin imhası ve toplatılması mümkün kılınır. Bu sayede depo/ardiye masrafları bir nebze düşürülebilir, gümrüklerdeki yoğunluğun ve baskının azalması sağlanabilir.
- Gümrük aşamasında test yapılacak ise, TAREKS programının ürünleri teste göndermesi rastgele değil, belli bir program döngüsü içerisinde stabil hale getirilmelidir. Hangi ürün gruplarının yıl içerisinde teste gönderileceği belli bir program haline getirilip, basın yoluyla duyurusu yapılmalıdır. Böylelikle, test yapılan ithalat denetimlerde daha istikrarlı bir yöntem geliştirilmiş olur.
- Testlerin mümkünse piyasa gözetimi ve denetimi aşamasında ve yetkili otoritenin izin verdiği diğer laboratuvarlarda da yapılmasına imkan sağlanmalıdır.
İthalatçının sorumluluğu piyasaya arzdan sonra da devam ettiğinden, yapılan denetimlerle yukarıda bahsedilen denetim ve uygulamalar ithalatı sırasında alınacak örnek ve şahit numuneler vasıtasıyla yapılabileceği gibi oluşacak olumsuz durumlarda da yalnızca güvensiz ürünü piyasaya süren mükelleflerin cezalandırma yöntemine gidilmesinin adaletli olacağı kanaatindeyiz.
Sanayici, üretici veya sorumluluklarını yerine getiren dürüst tüccarın, kurallara uymayan mükelleflerle aynı risk kriterinde değerlendirilmesinin, istihdama ve Türkiye’nin büyüme hedeflerine ulaşmasında negatif etki yapacağı açıktır.
Saygılarımızla,
Rüştü Arseven
Tübider Dış Ticaret Komisyon Başkanı
0532 446 39 46